Psikolojik açıdan ele alındığında ilişki problemleri; bireylerin ve çiftlerin duygusal, zihinsel ve sosyal iyilik hallerini etkileyen pek çok durumu kapsar. Bu sorunlar, zayıf iletişim, çözülmemiş çatışmalar, farklı değer yargıları veya dış stresörler gibi çeşitli konulardan kaynaklanabilmektedir.

İlişkiyi yıpratan süreçleri anlayabilmek, sağlıklı ve tatmin edici ilişkiler sürdürebilmek için önemlidir. Her ilişkide zaman zaman ilişki kopukluğu yaşanabilmektedir. Partnerler kendilerini etkin bir şekilde ifade etmeye veya karşı tarafı aktif bir şekilde dinlemeye çabalarken, yanlış anlaşılmalar ve gerginlikler ortaya çıkabilir. İletişim sorunları devam ettikçe ve çözümsüz kaldıkça da ilişkideki bireyler bunalmış, kırgın ve yalnız hissedebilirler. Tartışmalar ve anlaşmazlıklar doğru zamanda ve uygun bir şekilde çözüme kavuşmadığında birikerek partner arasında duygusal bir uçurum yaratacak noktaya gelebilir.

İlişki her ne kadar ortak bir yapı olsa da bu yapıyı meydana getiren bireylerin özünde kendine has ve ayrı bireyler olduğunu unutmamak gerekir. İlişki kurulurken ortak noktalara odaklanılsa da bireylerin hayatları için hedefledikleri ve kendileriyle birlikte ilişkiye getirdikleri değer yargılarının farklılaşabilmesi de son derece mümkündür. Dünya görüşü ve hayattan beklentiler gibi temel konularda partnerlerin birbirlerine taban tabana zıt farklılıkları varsa, bu durumun kurdukları ilişkiyi zorlaması da kaçınılmazdır. Bireyler bu farklılıkların aşılamayacağını düşündüğünde, ne kadar uyuştuklarına ilişkin şüpheye düşüp ilişkinin geleceği hakkında endişelenebilirler.

Görüş ayrılıkları kadar dışsal sorunların da ilişkide bir gerilim yaratması oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Ekonomik zorluklar, geniş aile içindeki sıkıntılar veya iş hayatındaki stresli durumlar da bir ilişkiyi olumsuz etkileyebilir. Dış faktörlerden kaynaklı stresin, başlangıçta taraflardan sadece biri üzerinde baskı oluştursa bile zamanla ilişkinin dinamiğine de yansıma ihtimali oldukça yüksektir.

İlişkiyi yıpratan içsel veya dışsal sorunlar, bireyler üzerinde de anksiyete, depresyon, düşük öz güven veya çaresizlik hissi gibi çeşitli psikolojik sıkıntılara sebebiyet vermektedir. İlişkiyi ve partnerleri zorlayan süreçler böylelikle bir sarmal şeklinde büyüyerek; çatışmaların artmasına ve ilişkideki yakınlığın azalmasına neden olur.

Profesyonel yardım, yıpranmış ilişkilerdeki sorunların çözülmesi için önerilen bir yöntemdir. Terapötik müdahaleler çiftlerin ve bireylerin, iletişimi güçlendirmeleri, çatışmaları yönetmeleri ve hem kendilerini hem de partnerlerini daha iyi anlayabilmeleri için stratejiler geliştirmelerine yardımcı olur. Psikolojik destek sayesinde bireyler, ilişkide yaşanan zorlukları aşabilmeleri için; öz farkındalık, empati ve duygusal düzenleme gibi önemli psikolojik becerileri etkili kullanma konusunda bilgilenmiş olurlar. Sağlıklı bir ilişki kurabilme ve sürdürebilmenin, devamlı bir çaba ve psikolojik açıdan yapıcı bir tutum sergilemeye hevesli olmayı gerektirdiğini unutmamak da son derece önemlidir.